16 Mayıs 2011 Pazartesi

THE THOR

Hatırlarsınız; Edward Norton’lu  HULK’ta Ironman’in Stark’ı en son sahnede liv tler babası olan general’e bir ekip kurmaktan bahsediyordu.
O ekip kuvvetle muhtemel biliyorsunuz ki, THE AVENGERS…
Thor da o ekiptekilerden biri, yani serinin bir parçası.
Film; fantastik sinema hayranı olup da gidenleri yüzüstü bırakacak bir film değil elbette ki ama diğerlerinden farklı ve biraz bayıcı olarak Thor’un Thor’luğundan değil de, daha çok babasıyla ilişkisi, babasının amansız hastalığı, o öyle oldu bu böyle oldu vs. gibi şeylerden gereğinden fazla bahsetmesi, mide bulandıran küçük sinekti.
Bir de Thor’un göz açıp kapayıncaya kadar deli dolu bir adamdan, bir ermişe dönmesini eleştirenlere de seslenmek isterim… Efendiler!!! Sizin zamanınıza göre kısa gelmiş olabilir ama adam zaman koridorunu taksim-bostancı dolmuş hattı gibi kullanıyor.Bu adam senle benle muhatap olur mu yahu?
Ayrıca 3 boyutun gediklerinden midir bilizmez ama, mesela kral’ın halka konuştuğu sahnelerde meydandaki halk insan değil de lego gibi görünüyordu. (yapmayın arkadaş yapmayın, biz 2 boyutluyla da mutluyduk…)
Bunun haricinde sahnelerden birinde marvel dedenin kendini yine göstermesi, SHIELD ajanının varlığı ve onun da stark’tan bahsetmesi, adamların işi bildiklerinin göstergeleri değil de nedir?
Özetle kötü senaryo, kötü oyunculuk, gereksiz dialoglar, anlamsız sahneler, yakışılı adam, zayıf natalie vs. vs.
Bu arada, Oscar alan –özellikle kadın- oyuncuların Oscar aldıkları ilk filmlerinden sonraki ilk filmlerinin kötü filmler olduğu ile ilgili bir kanı oluşmaya başladı bende (bkz: Amy Adams).Bu konuda cidden araştırma yapıyorum haberiniz olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder